26 Ocak 2015 Pazartesi

Engin geçtan okuyun.
Şahane bi psikanalist.
Bazen onu okuyunca bi şeylere daha çok anlam verebiliyorum.

Bazen her şey yoluna girecekmis gibi geliyor, doğru kararlarla beni tatmin edecek şeyler yapacakmışim gibi..
Son 10gün sonsuz bi boşlukta geçti. Bu boşlukta bazı sorularıma cevaplar buldum. Ne bekledigime dair, elimde neler olduğuna dair net cevaplarım oldu. Bazı kuramcıların dediklerine göre bi dönemin çok başarılı gecmesi ya da cok başarısız geçmesi o döneme saplanmaya sebep oluyor. Benim lise ergenlik yıllarımdan kalan hakiki eksiklikler var imiş. Şu 10günde bu eksiklerin bazılarının değişmez gerçekler olduğunu anladım en azından. Beklentilerim hep farkliyken elimdekiler beni doyurmuyordu. Çoğu noktada istediğime ulaşmadığım için mutsuz oluyormusum falan. Ama ne bunları anlamaya zaman buldum son yıllarda ne de bunlardan kurtulabildim. Farkında oldukça kabullenmek daha kolay oluyor, biraz yaş da alınca büyüyorsun mental olarak. Tam olarak olgunlaşma dedikleri..
Ben yalnızlığı seviyorum hep. Tüm yaşananlardan sonra.. Kimsenin hayatına dahil olmamak.. Kimseye hesap vermemek.. Hesap beklememek.. Ne büyük lüksler benim için. Aslında yalnızlık 'alone' olan, 'lonely' değil. Lonely dediğin daha acınası. Benim kendimi avutacak kadar güzel kurduğum ve sahip olduğum arkadaşlarım var.
Ergenlikten kalma problemleri çözüyorum, ö. meselesi yine o kadar yoğun ki kafamda, geceleri ağlayarak uyuyorum yine, kendi kendime yuzlesiyorum öyle pek bi sonuca da ulaşamıyorum ve öylece geçiyor günler çelişkilerle. İnsanız sonuçta diyorum, acı da ayrılık da mutluluk da bizim içindi. Hepsini tattık. Artık ayrılığı kabullenip paralel evrenlerin birinde mutlu yaşadığımızı düşünebiliriz..

Bütün fallar yol diyor, aklında yol var diyor. Yolda olmak kolay anlamıyorsunuz. Benim için hayatı kolaylaştıran kıymetli zaman dilimleri..
Vardığım yer amacımı daha kıymetli bir noktaya taşıyor. Bunun tartışılacak çok bi yanı yok. Hiçbir yanı yok demiyorum, çok bir yanı yok diyorum. Illa ki görüşlerim sizin tarafinizdan deateklenmiyor olabilir, kendi düşündüklerinizi empoze etmeye calisabilirsiniz ancak bunun bir anlam belirtmeyecegi aşikar. Ben kafasına koyduğunu yapan inatçı ve istikrarlı bir velet idim. Inadimdan pek bi şey yitirmedim, biraz törpü gördüm o kadar, o da olgunlaşma sayılabilir.
Inadim, soğukluğum ve nemrutlugum bir koruyucu kabuk görevi gördü onca zaman, yeni zamanlarda da insanlardan uzaklasmama sebep olmakla birlikte, boşuna yasanmisliklardan da uzak durmamı sağladı. Bazı meseleleri ifade ediş biçimi o kadar sündürülüyor ki çoğunlukla günlük hayatın sıradan işleri birer dev haline geliyor gözümüzde. Oysa bana çok anlaşılır gelen meseleler için harcanan bu çaba ve emeği gördükçe üzülmemek elde değil. Ben de boşuna üzülüp sinirlenecegime meselelere mesafeli duruyorum. İnanın hayat böyle daha güzel..

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder