19 Eylül 2014 Cuma

ulan düşünsenize şu an ne acayip şeyler oluyor dünyada. ne dramlar komediler yaşanıyor biz yataklarımızda kıç büyütürken. kimisi kafayı çekmiş, başka bir boyutta kendi senaryosunu yazıyor, kimisi asla kendisinin seçemediği hayatta başrol oynuyor, kimisi bir robot misali zorunda olduğu şeyleri yaparken, her gün aynı şeylerden bahsediyor, kimisi asla ötesini göremiyor. genelinin kafası pek basmıyor yaşadığı dünyaya. uyanıp okuluna gidip aynı şeylerden bahsedip geri dönmeyi hayat sanıyor. hayatta kalmayı, nefes almayı yaşamak sanıyorlar. yaşam öyle ince bir çizgide kendini sunuyor ki insana, yaşamdan alabileceğin maksimum keyif için o çizgiyle barışık olmak gerekiyor. hayattan doyum almak için insani değerleri de ön plana katmak gerekiyor. ön plandakiler hayatınız öyle şekillendiriyor ki, yaşadım demek zorlaşıyor.

ben zorlanıyorum bazen baş etmekle, hayatla. en çok kendimle baş ediyorum. kafama taktıklarımla, büyüttüklerimle, üzüldüklerimle geçen zamanlara bakıyorum. nafile geçmiş zamanlar beni kızdırıyor. hiç olmayacak insanlara verdiğimiz değerler bizi hiçleştirirken başkalarının  kibrine de bencilliğine de yağ sürüyor.  oysa hiç gerek yokmuş hırpalanmaya. buradan çıkardığımız dersler yanımıza kar kalsa da, geçmeyen şeyler oluyor. şu anki kızgınlığım gibi. neden bu kadar kibirli birini hayatına sokarsın ki? sana hangi yüzle söylediği belli olmayan şeylere cevap verirsin ki? dünyada neler olduğunu düşünürken aslında böyle küçük meselelerle uğraşan küçük dünyalarımız, yeni sezonda böyle şeylerin olmayacağını müjdeler, kızgın olduğum tüm insanların hakkından gelmeyi diler.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder