21 Şubat 2014 Cuma

bin doz öfke

bu gündüz  itibariylen yalnızlık sefamıza son veriyoruz. üstelik okul açılıyor. yine bir ton gürültü ve karmaşa aman yarebbi. bu dönem neler olacak kestirebiliyor muyuz?
hayattan beklentimiz nedir? hayat bizi daha nerelere sürükleyecek?
değişik insanlar var hayatımda. anlattıkları belki onların müthiş derecede inandıkları şeyler olsa da o konularda onlardan daha çok şey yaşamış biri olarak, yaşadıklarımı anlatamasam da çok tepeden bakıp değerlendirebiliyorum ama diyemiyorum mesela 'sandığınız gibi değil bu hayal ettiklerinizi yaşamak' onun yerine belki böylesi daha iyi olmuştur demekle yetiniyorum.

bazı babalar var mesela ya da anneler. doğru kabul edilen ama işin yanlışlığını da görüp çocuğuna kendi doğrusunu seçme özgürlüğü tanıyan. sonuçta istendik özelliklere sahip çocuklar yetiştiren. tamamen bağımsızlığını ilan etmemiş ama kendi yolunu bulabilen çocuklar. istenen koşullar altında yetiştirilmiş bireyler.

içten içe çok kızgın olduğumu fark ettim. annemle babama. evet eğitimli insanlar olmadıkları için yaptıkları yanlışları nasıl yaptıklarına ve gözden kaçırdıkları asıl doğruları nasıl kaçırdıklarına hem şaşırıyorum hem de gülüyorum. ama kızıyorum da elimde olmadan. çünkü hep elde edemediklerimi arzuluyorum ve artık problemin en başta başladığını düşünerek onları suçluyorum, farklı şartlarda her şeyin daha farklı olacağını bilmek de üzüyor beni.
az önce akın eldes belgeseli izledik, müzisyen olmanın hayallerini kurup, gemi inşaatı mühendisliği okumuş ama sonunda hayallerini gerçekleştirip müzisyen olmuş. babası hala iyi okullardan geçtin, öyle yapsan daha iyi şartlarda olmaz mıydın diyor. belki daha iyi şartlar olurdu ama bu kadar mutlu olur muydum orası şüpheli diyor. bunu izlerken babamla konuştuk, özgeyi alanyaya yerleştirip dönmüşler, hatun yaşama amacını bulmuş babam hala kpss diyor dershane diyor.

bir de şu aile modeli var ki kıskanılası, ne olursa olsun seni seveceğiz modelleri. başarısız olsan dahi sana saygı duyup desteğimizi esirgemeyeceğiz. ben o konuma hiç düşmedim ama düşmek bile korkutucu çünkü öyle olacağını hissetmiyorum. özge daha 24üne yeni girdi.  sanki hayata çok geç kalmış gibi davrandılar, savundukları tek tez adam olun istiyoruz. olamıyoruz. zaten şartlarımız aynı değilken bizden esirgenen bağğğğğzı duygular bizi aşağı çekmiş hep. neden bu kadar suçlamacı yaklaşıyorum çünkü kızgınım. değiştiremeyeceğim gerçekler için, durup dururken yüzüme çarptığım bu gerçekler için tüm dünyaya kızıyorum bir de pms falan var her şeye kızdırtıyor!

şarkı gelsin sebastian! tık

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder