salı günü dersim mersim yoktu sabahtan tüm gün evde yatarken dedim ki özgüre, çıkınca gel bir kahvemi iç. sonra biraz oturduk ettik derken hadi dedik çıkalım bişiler içelim, biraz saçmalıklar var ama boşverin. dersim de var 7de, biz evden çıkarken saat 6.50 civarı, neyse 1 saat geç kalsam bir şey olmaz diyerekten süvari caddesinde bir yere oturalım ki kursa da yakın olsun düşünceleriyle şurası mı burası mı derken daha önce birkaç defa oturduğumuz bystra adlı mekana oturduk. salı günleri 5tlye açık büfe, 5tlye şarap günü varmış meğer orada. aa şansa bak diyerek daha bir yayılarak oturduk. neyse yiyoruz içiyoruz konuşuyoruz derken orada mekanın sahibi olduğu belli bir adam konuşuyorken kulak misafiri olduk, aa acaba ege tıpta hoca mı derken adamı masamızda bulduk kısa süre içinde, baktık bizle şarap içiyor, bize şarap ısmarlıyor falan, hatta menüye yeni koyacakları köftenin tadına bakmamızı istiyor. doçent olurken geçtiği süreçleri, okuduğu zaman çektiği zorlukları, alevi oluşunu falan öğreniyoruz. işte bu salı günlerini öğrencilere şarabı sevdirmek için yaptıklarını falan anlatıyor Özgür'e diyor ki benim de alevi olduğumu öğrendikten sonra, iyi yere kapak atmışsın.. o da dinliyor merakla anlattıklarımızı dinlerken gözüne doğrudan bakıyor ve hiç kırpmadan dinliyor. tıp konuşup, gezmekten ve yurtdışı fırsatlarından, kafeleri üzerine konuşup farklı ve alakasız bir akşamdan sonra dersin de yalan olduğu bir akşamda evlere dağılıyoruz.
ben isveçli bilim adamlarının bile açıklayamadığı kafayı yastığa koyar koymaz uyumayı başaran insan modeliyim. o gece uyuyamadım. o kafede otururkenki halime bürünüp uyuyamadım, o enerji beni çok sarsmış ki uykum kaçtı. bence çok ilginç
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder