10 Kasım 2013 Pazar

bi ton değişiklikle, yeni evimden merhaba.
izmirdeki 4. evim. kendi kurduğum, sorumluluklarını kendim aldığım, bana ait olan ev. sorumluluk almaya meraklı da değilim ama evin işlerinin yaparken ciddi bir keyif aldığımı inkar edemeyeceğim.
ilk sabaha uyandım. büyük bi mutluluk bence bunu başarmak, kimse yanımda olmasa da şu an bu evdeyim. kötü ayrılmadığımızı sanırken
sabah ilk mesajıma 'seninle de pınarla da bir daha görüşmek istemiyorum.' şeklinde cevap verdi. dumur oldum, durdum yatakta bi 10dakika tavana baktım
ağladım, 'atamadığım ciddiyet ve iğneleme içerikli' mesajlara gelen cevaplara bir yenisi eklendi, şunu şunu yap, sonra herkes yoluna baksın. bir daha arama.

aramazsan arama yar zaten merhem olmazsın sen..........
bunun gerçekliğini bilmem ama özgeyle bir daha araşmamak fikri bile çok fena, fevri tavırlarıyla aklından geçen her şeyi söyleyen bir tip olduğunu bilmesem, ben de nefret dolu mesajlar atsam da işler boka sarsa. arama diyen ablamı bir daha aramayacak mıyım? bu kardeşlik ilişkisi çok zor süreçlere girdi, bu belki en günceli olduğundan en çözülmezi. (big brother is watching you) sister'ımızın emrettiği gibi, yolumuza bakalım. ben kendi yolumu çizerken, bencilliğimden ve nankörlüğümden olacak çok da dik duruşlu olamadım, ağladım sızladım ama kendimi kurtardığım için bencil olan ben oldum. herkesin kurtulmaya ihtiycı vardı ve ben fırsat yarattım, harekete geçtim. yeni evimden yazıyorum.

sadece anneme söyleyerek, ondan da destek görmeden yapıyorum her şeyi. önceki evden birtakım eşyalar almamış olsam böyle rahat olamazdım belki, eve yerleştim ancak evin eksikleri var. babam söyleyemedim, fikri kafasına koydum, ancak gerçeği itiraf edemiyorum. şu andan itibaren, pınar yok. özge olmayacağını söylüyor. babam bi süre affetmeyecek belki.tamamen duygusal meseleler, yoluna girmeyecek bir şey yok gibi.

benim hayatım benim kararlarım diyip, perperişan olmasak bari. her şey güzel olacağa benziyor, inanıyorum.
aralık ayı gelsin vizeler bitmiş olacak, çalışmaya başlarım bi yerde. sonra kimsenin lakırdılarını dinlemek zorunda kalmam.

hayatım öyle büsbüyük değişmedi, aşina olduğum eşyalar, aşina olduğum sorunlar, ev işleri, yaşamı sürdürmek için gerekli temizlik malzemeleri, mahalle, sokak, yollar. bir de adapte olmak için uğraşmadığım için kolay geliyor bana. ne kadar az şeye ihtiyaç duyarsak, yaşamak daha zevkli bir hale geliyor bence.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder