29 Kasım 2013 Cuma

her şeyi özle.
hayatının en güzel zamanına dahil mi oldu yoksa hayatının bir dönemini o mu en güzel yaptı karmaşık. zaten belli değil hangisi önce, bir sonuç var ortada. hayatının son dönemi senin için öyle güzel geçti ki, özlememek elde değil.
neticede özleyeceksin.
sana acılar yaşatanları da o zamana ait olan her şeyi de hatırlayacaksın, tüylerin diken diken olurken.

17 Kasım 2013 Pazar

fark var

sevgi dediğin çok farklı gerçekten, içten gelen.
görmeni engellemeyen ama gördüklerini farklılaştıran bir yanı var.
Özgür'ü seviyorum, bundan sonra olacaklar ne olursa olsun, eylülün 9undan beri süreklileşen, öncesinden de devam eden ilgi benim içimi kıpır kıpır ediyor ve yansıyor tüm anlarıma. bir insana bakmaya doyamamak ancak sevgiyle gerçekleşir bence, öyle güzelsin ki, benimle olman beni de güzelleştiriyor bence.

anlam katıyoruz bence güzel yaşlara.
bıkmadan katabilsek bir de, her şey istediğimiz gibi olsa, hep beni sevsen bencilliğine çıksa da yollar,
güzel düşünürken, güzel hissederken, korkuyor insan biteceğine.
bittiğinde üzülmemesi gerektiğine, şükretmek gerektiğine yaşanan güzel günlere, sonunu düşünmeden yaşamanın zevkine ve bunun bilincine ulaşmak gerekiyor artık, büyüdün çünkü.

farklı duygular yaşatan, özel insan, hayatıma dahil olduğu için, en azından yaşadıklarım için kendimi şanslı sayabilirim bence.

iyi bir insan olursam karşıma iyi insanlar çıkar, bence. adil dünya inancı.

pek adil olmayan dünyada kendini avutmanın ve kötü olmamanın bir yolu.

iyi bir çocuk olursanız şirinleri bile görebilirsiniz.

bu sene olanlar, karşıma çıkanları ben seçtiğim müddetçe, iyi olunabilineceğine dair bir işaret oldu. Özgür iyi ki hayatımda, iyi ki kendi evime çıktım. şu 3 haftadır ev işleriyle uğraşıyoruz, bulmasından yerleştirmesine geçen arada, çok daha endişeli günler yaşayabilirdim, varlığın beni güçlendirdi çocuk, kaçacak yerimin oluşu beni gerçekten destekledi ve şimdi yeni koltuklarımızın üstünde, eve bağlatabildiğimiz internetle bu satırları düşünüp yazabiliyorum. internetle düşünmüyorum tabi, o vasıtayla yazabiliyorum. pürüzler yok değil mi var. aile kurumunun ifade ettiği şeyler, bir çekirdek ailenin en küçük bireyi olarak benim için gereken anlamı taşımıyor ama ben nerden böyle bir kişiliğe sahip oldum bilmiyorum ama en azından insan ilişkilerinde fevri hareketlerin ve sabırsızlığın yanlış olduğunu öğrendim, bir şekilde karşıma çıkan olayları gözlemlediğimle.

farkında olmanın farkındalığı. farklı olduğunu inanmak, farklı olmasını istemek ve her şeyi farklılaştırmak.

10 Kasım 2013 Pazar

bi ton değişiklikle, yeni evimden merhaba.
izmirdeki 4. evim. kendi kurduğum, sorumluluklarını kendim aldığım, bana ait olan ev. sorumluluk almaya meraklı da değilim ama evin işlerinin yaparken ciddi bir keyif aldığımı inkar edemeyeceğim.
ilk sabaha uyandım. büyük bi mutluluk bence bunu başarmak, kimse yanımda olmasa da şu an bu evdeyim. kötü ayrılmadığımızı sanırken
sabah ilk mesajıma 'seninle de pınarla da bir daha görüşmek istemiyorum.' şeklinde cevap verdi. dumur oldum, durdum yatakta bi 10dakika tavana baktım
ağladım, 'atamadığım ciddiyet ve iğneleme içerikli' mesajlara gelen cevaplara bir yenisi eklendi, şunu şunu yap, sonra herkes yoluna baksın. bir daha arama.

aramazsan arama yar zaten merhem olmazsın sen..........
bunun gerçekliğini bilmem ama özgeyle bir daha araşmamak fikri bile çok fena, fevri tavırlarıyla aklından geçen her şeyi söyleyen bir tip olduğunu bilmesem, ben de nefret dolu mesajlar atsam da işler boka sarsa. arama diyen ablamı bir daha aramayacak mıyım? bu kardeşlik ilişkisi çok zor süreçlere girdi, bu belki en günceli olduğundan en çözülmezi. (big brother is watching you) sister'ımızın emrettiği gibi, yolumuza bakalım. ben kendi yolumu çizerken, bencilliğimden ve nankörlüğümden olacak çok da dik duruşlu olamadım, ağladım sızladım ama kendimi kurtardığım için bencil olan ben oldum. herkesin kurtulmaya ihtiycı vardı ve ben fırsat yarattım, harekete geçtim. yeni evimden yazıyorum.

sadece anneme söyleyerek, ondan da destek görmeden yapıyorum her şeyi. önceki evden birtakım eşyalar almamış olsam böyle rahat olamazdım belki, eve yerleştim ancak evin eksikleri var. babam söyleyemedim, fikri kafasına koydum, ancak gerçeği itiraf edemiyorum. şu andan itibaren, pınar yok. özge olmayacağını söylüyor. babam bi süre affetmeyecek belki.tamamen duygusal meseleler, yoluna girmeyecek bir şey yok gibi.

benim hayatım benim kararlarım diyip, perperişan olmasak bari. her şey güzel olacağa benziyor, inanıyorum.
aralık ayı gelsin vizeler bitmiş olacak, çalışmaya başlarım bi yerde. sonra kimsenin lakırdılarını dinlemek zorunda kalmam.

hayatım öyle büsbüyük değişmedi, aşina olduğum eşyalar, aşina olduğum sorunlar, ev işleri, yaşamı sürdürmek için gerekli temizlik malzemeleri, mahalle, sokak, yollar. bir de adapte olmak için uğraşmadığım için kolay geliyor bana. ne kadar az şeye ihtiyaç duyarsak, yaşamak daha zevkli bir hale geliyor bence.