dilin her duruma, her ana her hisse bir ad koyduğunu düşünürdüm. öyle mükemmel olduğuna inanırdım ki duygulara konulan adlar bazen sırf o adı bildiğim için öyle hissetmeme sebep olurdu.
şimdi, adını bilemediğim, bir türlü ad koyamadığım durumlardayım. sabır mı desem, sınav mı desem, pişkinlik mi taşkınlık mı yüzsüzlük mü? kovulduğun evden gitmemek hakkında ne denir ki?
bazı ilişkilerde anlamazsın zamanın nasıl geçtiğini. böyle onca şey yaşanır ve zaman akıp gider hissettirmeden, fark etmeden sen. yıllara neler sığdırmışlar derler. onca yılda tabi olur böyle şeyler
bazı ilişkilerde geçen haftalarla ölçülen küçük zamanlar, öyle yavaş geçer ki yıllar var sanırsınız. sanki ömrünüzün büyük bir kısmını harcamışsınızdır o ilişkiye ve anlatacak çok şeyiniz vardır. yoğun hisler bırakan, huzursuzluk yaratan yavaşca onca geçen an... bıraktığı his sizin ilk aşkınızdır belki, kucak dolusu nefretiniz.
son günlerde yaşanan, saldırgan, vurdulu kırdılı günler, 'istemiyorum' düşüncesinin netliği adeta bir kuduz gibi sardı ahaliyi. bazı zorunlu hallerde edilmesi gereken fedakarlıklardan hepimiz uzağız. üstümüzdeki yükleri; üstlenip, taşıyıp bir de dayanmak zorunda kalmak gerçekten zor bir iş(miş). tahammül edemedikçe dibe batıyoruz. dibin sınırı yok. üstlenip bırakmak dayanabilmeyi mümkün kılıyor. başta yapılan yanlış üstleniş zorunda gibi hissetmekti.
27 Şubat 2013 Çarşamba
20 Şubat 2013 Çarşamba
şu son olanlar bana gösterdi ki, dikkat çekmek istersen kolayca yapabilirsin bunu.
sercan şuan çok güzel ortalık karıştırıyor ve dikkat çekiyor. daha da dikkat çeksin diye sessiz bir veda yerine
sizlere bi şeyler söylemek niyetindeyim ve o da şudur: çeşitli sağlık sorunlarımdan dolayı bi 10 sene kadar aranızda olamıycam(!) bu zaman zarfında bissürü yazın, güzel yazın, keyifli toplantılar yapın, beni "sercan mı? ha, o kocaman bir çılgındı" diye anın ehe, ve de akıllı, uslu çocuklar olun kokulu öpücükler gönderiyorum, diyor.
çeşitli sağlık sorunları dediği de olmayan şeyleri olması gerektiğine inandığı şekilde varmış gibi sandığı durumlar. sanrılar psikiyatride ciddi sağlık problemleridir evet. Sercan'ın ciddi psikolojik sorunları olduğunu sanmıyorum. insaniyet namına bir şeyler kaybettiği kesin.
açtığı savaşın zaten 2 tarafın da kaybedeceği gibi, karşı taraf pes etse de yenilse de onun da yenileceği bu kadar belliyken yapılan bu çocukluk sonra pişmanlık doğuracak. adım gibi eminim.
sercan şuan çok güzel ortalık karıştırıyor ve dikkat çekiyor. daha da dikkat çeksin diye sessiz bir veda yerine
sizlere bi şeyler söylemek niyetindeyim ve o da şudur: çeşitli sağlık sorunlarımdan dolayı bi 10 sene kadar aranızda olamıycam(!) bu zaman zarfında bissürü yazın, güzel yazın, keyifli toplantılar yapın, beni "sercan mı? ha, o kocaman bir çılgındı" diye anın ehe, ve de akıllı, uslu çocuklar olun kokulu öpücükler gönderiyorum, diyor.
çeşitli sağlık sorunları dediği de olmayan şeyleri olması gerektiğine inandığı şekilde varmış gibi sandığı durumlar. sanrılar psikiyatride ciddi sağlık problemleridir evet. Sercan'ın ciddi psikolojik sorunları olduğunu sanmıyorum. insaniyet namına bir şeyler kaybettiği kesin.
açtığı savaşın zaten 2 tarafın da kaybedeceği gibi, karşı taraf pes etse de yenilse de onun da yenileceği bu kadar belliyken yapılan bu çocukluk sonra pişmanlık doğuracak. adım gibi eminim.
8 Şubat 2013 Cuma
neden?
son zamanlarda duyduğum en saçma soru, bunu niye yapıyorsun oldu.
son zamanlarda sorduğum en saçma soru beni niye seviyorsun olmuş(tu).
sevginin sebebi olamayacağını, aşkın kimyasını her şeyi anlattı sevgisini inandırmak için en cezbedici bakışlarıyla. isteyerek ve seçerek olmadığını, seçmesi gerekse zaten onlarca engeli görmezden gelmeyeceğini anlattı bir bir. inandırıcı olmaya başlamıştı, ta ki neden diye sorana kadar.
neden sorularına hala inanmamış birine başka nedenler sorarsanız, gümlersiniz. nedenler, saklanmak istenebilir, kendine bile söylenmez bazen. belki YOKTUR.nedenleri hayatta kalma mücadelesi içinde kullanmıyorsanız sadece canınız isteyebilir bence hiçbir sakıncası yok.
son zamanlarda sorduğum en saçma soru beni niye seviyorsun olmuş(tu).
sevginin sebebi olamayacağını, aşkın kimyasını her şeyi anlattı sevgisini inandırmak için en cezbedici bakışlarıyla. isteyerek ve seçerek olmadığını, seçmesi gerekse zaten onlarca engeli görmezden gelmeyeceğini anlattı bir bir. inandırıcı olmaya başlamıştı, ta ki neden diye sorana kadar.
neden sorularına hala inanmamış birine başka nedenler sorarsanız, gümlersiniz. nedenler, saklanmak istenebilir, kendine bile söylenmez bazen. belki YOKTUR.nedenleri hayatta kalma mücadelesi içinde kullanmıyorsanız sadece canınız isteyebilir bence hiçbir sakıncası yok.
Kaydol:
Yorumlar (Atom)